Saturday, April 18, 2015

PLAYOFF ZAMANI!

New Orleans Pelicans kisa tarihinde ilk kez playoff'ta! Sakatliklardan muzdarip olan iki takimin (Thunder ve Pelicans) son maca kadar suren mucadelesinde son gulen Pelicans oldu. Enes'li Oklahoma City erken tatile cikarken Omer'li Pelicans 2015 playofflari ilk turunda ligin en iyi takimi Golden State Warriors'un rakibi oldu.


Evet Pelicans normal sezonun son haftasinda evinde hem Warriors'u hem de Spurs'u yenerek zoru basardi ama Pelicans'i playoff'a su muhtesem basketin tasidigini dusunuyorum:

iste bu basketle Pelicans Thunder'i deplasmanda devirdi ve iki takim arasindaki normal sezon serisini 3-1 kazanmis oldu. Sezon sonunda iki takimin galibiyet maglubiyet sayilari esit bitince de ikili averajla playoff'a kalan taraf New Orleans oldu.

Ligin son haftasinda bazi OKC bloglarina baktigimda "Playoff'a kalmasak da Warriors karsisinda rezil olmasak!" seklinde yorumlar gormustum. Eh o zaman Pelicans Thunder'i bekledikleri hezimetten kurtarmis oldu diyelim. Peki Pelicans'i da ayni hezimet mi bekliyor? Normal sezonda 82 macin 67'sini kazanarak tum zamanlarin en iyi 10 derecesinden birine ulasan, kendi sahasinda 41 macin 39'unu kazanan, ligin en iyi savunmaci takimi olan, en iyi hucum yapan takimlarindan biri olan, en iyi ucluk atan ve su anda aklima gelmeyen hem takim olarak hem de bireysel olarak daha bircok EN'i olan Warriors Pelicans'i 4 macta supurup gecebilecek mi?

Sanmiyorum! Neden? Cunku Pelicans'in Warriors'a ters gelen bir takim oldugunu dusunuyorum. 

Nasil GSW ligin en iyi uclukcu takimiysa, Pelicans da ligin rakiplere en az 3 sayi isabeti veren ve rakipleri en dusuk 3. ucluk yuzdesinde tutan takimi. (Ocak ayi sonrasinda)

Sezon icerisinde iki takim arasinda New Orleans'ta oynanan iki macin birini Pelicans kazandi. Pelicans'in 10 gun once kazandigi bu mac, playoff'a kalabilmesinde onemli rol oynadi. Aralik ayinda oynanan diger mac ise uzatmaya gitmisti, Hem de Anthony Davis o macta sakatlik nedeniyle oynamamisti! 

California'da oynanan iki macta ise farkli bir senaryo vardi, Warriors her iki macta da Pelicans'a fark atmayi basardi. 

Warriors rakip potalara mac basina ortalama 33 ucluk gonderen bir takim, bunun yaninda benim burada canli izledigim kadariyla ayni zamanda potaya en rahat ulasan takimlarindan biri. Fakat New Orleans savunmasinda Omer ligin cember altinda en iyi savunma yapan oyuncularindan biri. Omer-Davis ikilisi rakiplerini potaya yakin sutlarda dusuk bir yuzdede tutabiliyorlar. Bu da dogal olarak Warriors'un pota alti etkinligini azaltiyor.

Sakatligi nedeniyle yaklasik 3 ay takimda yer almayan Jrue Holiday playofflar oncesinde geri dondu ve Spurs macinin kazanilmasinda cok buyuk rol oynadi. Tam zamaninda dondu diyebiliriz. Pelicans Holiday'in oynamadigi surecte ligin rakiplere en az top kaybi yaptiran takimi oldu. Holiday agresif savunma yapan bir oyuncu ve MVP'nin en buyuk adaylarindan Curry uzerindeki performansi Pelicans'in Warriors'u bi nebze yavaslatabilmesi acisindan buyuk onem tasiyor olacak.

Splas Brothers'in diger uyesi Klay Thompson'un bu seride nasil bir performans sergileyecegini merak ediyorum. Thompson'un Eric Gordon karsisinda etkili bir performans sergilemesi muhtemel fakat Pelicans'in Pondexter ile Klay'i yavaslatmaya calisacagini tahmin ediyorum. Ne kadar etkili olur bilinmez ama Klay Thompson gecen sene playofflarda hayal kirikligi yaratmisti ve zaman zaman inisli cikisli bir grafik sergileyen Thompson bu sene bunu unutturmak isteyecektir.

Bogut-Omer eslesmesi de heyecan yaratacak. Savunma agirlikli bu iki oyuncu pota altinda takimlarinin bel kemigi gorevini ustleniyorlar. Pelicans Omer ile savunma ribaundlarinda cok daha etkili oluyor, Omer ayrica pick-n-roll savunmasinda da bence ligin en akilli, en cabuk ve en etkili pivotlarindan biri. Fakat Bogut'un savunmasi Omer'in hucumundan cok daha etkili, bu nedenle Bogut-Omer eslesmesinde Pelicans hucumda pota alti silahindan cok az faydalanabiliyor. Pelicans'in kazandigi son macta Bogut oyunda kaldigi surede tam 8 blok yapmisti fakat daha sonra faul problemine girdi ve bu macin sonucunu ciddi bir sekilde etkiledi.

Merak ettigim bir diger konu ise Anthony Davis'in ilk playoff deneyiminde nasil bir performans sergileyecegi. Draymond Green harika bir sezon gecirdi ve koc Steve Kerr'in kendisine olan guvenini bosa cikarmadi. Fakat Davis'in Green'e nazaran cok daha etkili bir oyuncu olduguna inaniyorum ve koc Monty Williams'in Davis'i etkili kullanarak takimini seyircisinin de destegiyle ve AD'nin onderliginde New Orleans'taki maclarda galibiyete tasiyabilecegini dusunuyorum.
Stephen Curry tastirmasiz ligin en buyuk MVP adayi, fakat Anthony Davis de 31'e yakin PER ile bu sezonun en iyi ve tum zamanlarin en iyi 11. PER'ine ulasti. Bakiniz: 2014-15 PER siralamasi



Pelicans kocu Monty Williams ve Warriors kocu Steve Kerr ligin en genc koclarindan. Kerr kariyerindeki ilk playoff serisine cikacak, Williams ise 4 yil once Hornets-Lakers serisinde ilk deneyimini yasamisti. Hornets o sene Los Angeles'taki ilk iki mactan birini kazanmayi basarmisti! Kerr bu sezon ilk kez takimin basinda ve inanilmaz bir is cikardi. Muhtemelen yilin kocu secilecek. Williams ise her sene oldugu gibi bu sene de sakatliklardan muzdarip oldu, Holiday, Anderson, Davis ve Gordon uzun sureler sakatlik yasadilar ve takimdan uzak kaldilar. Bati konferansinda playoff'a kalabilmek gercekten cok zor ve ne koc Williams ne de GM Demps sezon basinda herhangi bir playoff sozu vermediler, hep "Biz elimizden gelenin en iyisini yapacagiz!" dusuncesini dile getirdiler. Fakat Pelicans'in playoff'a kalmasinin cok iyi oldugunu dusunuyorum. Cunku Pelicans bundan sonra hep bir playoff takimi olacak diye tahmin ediyorum ve sadece 22 yasindaki Anthony Davis onderliginde onumuzdeki sezonlarda simdi edindikleri playoff tecrubesi ile cok daha kararli, cok daha istikrarli ve mental olarak cok daha kuvvetli bir takim olacaklarini tahmin ediyorum. Eger ki bu sene playoff'u kacirsalardi seneye yine ilk kez playoff'a kalma stresi yasayan bir takim olabilirlerdi.


Sezon boyu adi MVP tartismasinda hep gecen Davis ile Steph Curry'nin kapisacagi playoff ilk tur serisi cok eglenceli gececek diye dusunuyorum. Cogunluk Warriors'un seriyi 4-1 hatta 4-0 kazanacagini tahmin etse de ben Pelicans'in evindeki maclari kazanabilecegine inaniyor (inanmak basarmanin yarisidir derler ya) eger ki Pelicans bunu gercekten basarabilirse serinin 7. maca tasinacagini dusunuyorum. New Orleans'taki maclar tahminimce skor olarak yakin gececektir, Pelicans eger seyirci avantajini kullanabilirse en azindan ilk iki maci kazanacaktir, 6. macta ise isin ucunda eleme/elenme olacagi icin her iki takim da farkli bi psikolojide olacaktir, o macin ne olacagi hic mi hic belli olmaz.

Eger ki Pelicans evindeki 3 maci da gercekten kazanirsa son mac deplasmanda olacak. Tabi butun bu hesaplar Pelicans'in Warriors deplasmanindaki ilk iki maci ve serinin 5. macini kazanamayacagi uzerine kurulmus durumda . Sonucta evinde 41 macin 39'unu kazanan Warriors karsisinda ise deplasmanda mac kazanma ihtimali 2/41 yani yaklasik %5 gibi birsey. Oracle Arena'da ligin en coskulu seyircilerinden birine sahip olan Warriors'un kendi evinde o maci kaybetme ihtimali cok ama cok zor. Ama hicbirsey elbette imkansiz degildir. 

Yine cogunluk Pelicans'in Spurs'u yenebilecegine ve 2.likten 6,ciliga itebilecegine inanmiyordu ama oldu. O mactan once de "Spurs son 16 sezonun 15'ini ilk 4'te bitirmis ama Pelicans ezber bozar mi?" diye sormustum, bozdu. Bu kez de "Pelicans NBA tarihinin en iyi normal sezonlarindan birini geciren Golden State Warriors'a karsi bir surpriz yapabilir mi?" diye soruyorum! Ve "Neden olmasin? Cok cok cok zor ama hicbirsey imkansiz degildir!" diyorum...

NOT1: Turkce karakterler kullanilamadigi icin kusura bakmayin.
NOT2: Yazar koyu bir New Orleans Pelicans taraftaridir, bu nedenle yazi seriye hep Pelicans'in nasil kazanabilecegi gozuyle bakilarak yazilmistir. Warriors'u yakindan takip eden biri de cikip neden seriyi 4 macta kazanacagina dair bir yazi yazabilir elbette! :)
NOT3: Yazida bazi Pelicans oyuncularindan hic bahsetmemisim:

Pelicans'in sezon ortasinda kadrosuna kattigi Norris Cole! Miami ile iki sampiyonluk yasayan Cole daha 3 gun once Spurs macinda gosterdigi performans ile zorluk yuzdesi yuksek maclarda kilit bir isim olacagini ispatladi.

Dizindeki sakatlik gecen ve playofflara bi kac hafta kadroya donen Ryan Anderson! Ryno dondugunden beri cok etkisiz oynuyor, uclukleri eskisi gibi girmiyor, sasirtici bir sekilde bombos uclukleri bile kaciyor ama Warriors kocu Kerr Ryno'nun eger isinirsa ne kadar etkili bir oyuncu olabilecegini biliyor. Klay Thompson gibi Ryno'nun performansi da serinin gidisatinda etkili olacaktir.

Tyreke Evans! Holiday'in sakatliginda gosterdigi performansla takimin playoff''a kalmasinda en buyuk pay sahiplerinden biri olan Tyreke dengesiz bir oyuncu. Tyreke her mac triple double da yapabilir, potaya her yoneldiginde sag-sol turnike ya da reverse hareketiyle bir anda cemberin dibinde bitebilir ama cemberin dibinden bir suru sayi da kacirabilir. :) Tyreke'in verimli oynamasi kritik!

Eric Gordon! Takimin en cok kazanani olmayi haketmiyor, kendisini pek sevmem, o nedenle fazla birsey soylemeyecegim. Umarim Klay Thompson'i guzel savunur ve umarim yakaladigi bos uclukleri atar. 




Thursday, January 15, 2015

Tuesday, October 28, 2014

2014-15 sezonu oncesi New Orleans Pelicans Hakkinda Gorusler

Eveeet, NBA Basliyor. Haftalardir hatta aylardir bekledigimiz gun geldi catti. New Orleans'ta yasadigim icin bir New Orleans Pelicans taraftari olarak ilk kez bir sezon oncesi bu kadar heyecanlandigimi soyleyebilirim. Bence Pelicans bu sezon NBA'in belki de en buyuk surpriz takimi olacak. Hani Dark Horse derler ya, iste ben Pelicans'a aynen oyle bakiyorum. Belki de heyecanimin nedeni de bu. Peki neden? Ne oldu da Pelicans'a dair beklentilerim bu kadar yuksek. Ozetleyelim:

1 numarali neden su anda Pelicans takiminda ciddi hicbir sakatlik olmamasi ve takimin ilk kez bir sezon oncesi tam kadro hazirlik yapmis olmasi. Dell Demps GM oldugundan beri kadro icerisinde ciddi bir oyuncu trafigi var ama akilli bir GM olan Demps kadroya hep iyi isimler katmayi basardi. Once Gordon'u tuttu, sonra Davis ve Rivers draft edildi, ardindan Ryan Anderson kadroya katildi. Gecen yaz da Holiday ve Evans geldi. Ama bu takim gecen sene bir turlu birarada oynayamadi.
Gecen sene sakatliklardan cok cekti Pelicans. Eric Gordon zaten Chris Paul takasindan beridir dizleriyle ilgili problem yasiyor . 2011-12 sezonunda 73, 2012-13 sezonunda 40 mac kaciran Gordon gecen sezon yavas yavas kendine gelmeye basladi ve sadece 18 mac kacirdi. Ama 48 ile 50 mac kazanan takimlarin playoff'a 8. siradan zar-zor katilabildikleri Bati konferansinda ilk 5 baslayan bir oyuncun 18 mac kacirmasi bir takimi nasil derinden yaralayabilir siz dusunun artik.

Gecen sene sezonun baslarinda Anthony Davis'in eli kirilmisti, bu nedenle Aralik ayinda birkac hafta oynayamamisti. Ryan Anderson Gerald Wallace ile yasadigi siddetli carpisma sonrasi boynundan cok ciddi bir sakatlik gecirdi, hatta ilk basta basketbol oynamaya devam edip edemeyecegi dahi konusuldu, ancak sonra ameliyat oldu ve bu sene hazirlik kampiyla birlikte yeniden sahalara dondu. Philadelphia'dan Nerlens Noel karsisinda gelen Jrue Holiday de bacagindan gecirdigi sakatlik nedeniyle sadece ilk 34 macta oynadi ve daha sonra ameliyet olup sezonu kapadi. Sacramento'da 4 yil suresinde sadece bir kez 65 mactan fazla oynayan Tyreke Evans ise gecen sezon baslamadan hemen once bileginden bir sakatlik gecirmesine ragmen sahalara erken dondu ve sezonu 72 mac oynayarak gecirdi. Nazar degmesin!

Yani uzun lafin kisasi 2013-14 sezonu basinda adeta yeni kurulan ve ilk kez biraraya gelen bu takim daha dogru duzgun birarada oynama sansi yakalayamadi ve bu sezon nazar degmezse ilk kez bu sansi yakalayacaklar.

Bir diger neden bence Ömer Aşık ! Omer sirf Turk diye onu 2 numarali neden olarak koydugumu dusunmeyin. Oyle olsaydi emin olun 1 numaraya koyardim! :) Dell Demps Omer'i aslinda gecen sezon istemisti ama Houston karsiliginda Anderson'u isteyince vazgecmislerdi.

Ömer Aşık'in gercekten New Orleans Pelicans takimini cok cok daha iyi bir takim haline getirdigine inaniyorum. Omer'den once burada izledigim pivotlari soyle bir surunuyorum. Greg Stiemsma, Robin Lopez, Aaron Gray, Emeka Okafor, Tyson Chandler. Chandler'dan beridir gercekten savunmasiyla oyunun cehresini degistiren bir pivotu olmadi bu takimin. Evet Okafor da iyi bir savunmaciydi ancak maalesef yeteri kadar uzun degildi ve ciddi sikintilar yasiyordu zaman zaman. Omer'i iki hazirlik macinda canli izledim, bir hazirlik macinda da televizyondan izledim ve tek kelime ile New Orleans 3 saniyesinin ortasinda tas gibi sapasaglam durdugunu soylemem gerekiyor. Daha birkac gun once New Orleans Pelicans ile ilgili en iyi blog sitesi olan bourbonstreetshots.com sitesinde Omer'in varligi ile rakip takimlarin pota dibinden buldugu 2 sayilik basketlerin sayisini nasil azaltacagi ve Pelicans'in ozellikle gecen sene bundan ne kadar cok cektigi yazilmisti.

New Orleans Pelicans gecen sene ligin en kotu savunma istatistiklerine sahip takimlarindan biriydi. Evet, hem de Anthony Davis'e ragmen. Zayif pivotlar nedeniyle takim iceriye gomulmek zorunda kaldigi zamanlarda yedikleri ucluklerle sac bas yoldurtuyor, savunmayi 3 sayi cizgisine kaydirdiklarinda da iceride Stiemsma ya da Ajinca sac bas yoldurtuyordu. Bu sezon ise pota altinda Davis-Ömer ikilisinin ligin en iyi savunmaci uzun ikilisi olacagina inaniyorum. Ozellikle savunma ribauntlarinda rakiplerin korkulu ruyasi olacaklari tahminimdeyim. Omer'in NBA'de ilk 5 basladigi tek sezon olan 2012-13 sezonunda ligin ribaund krali oldugunu hatirlatirim. Ayrica Omer gercekten akilli bir savunmaci. Pick&Roll defense dedikleri uzunun one ciktiktan sonra tekrar geriye devrilip potayi korumasi gereken durumlarda ayak cabuklugu nedeniyle potaya yonelen kisalara sans tanimiyor. Bu sezon bircok savunma istatistiginde ligin en iyi 10 oyuncusundan biri olacagina inaniyorum. Koc Williams zaten Omer'i her firsatta overek kendisine ne kadar guvendiginin sinyallerini veriyor. Omer'i izlemek cok zevkli olacak.

Ve elbette Anthony Davis! Davis sadece 21 yasinda ve inanilmaz seyler yapiyor. Eger New Orleans Pelicans birgun sampiyonluk ipini gogusleyecekse bunun nedeni elbette Anthony Davis olacak. Bitmek bilmeyen enerjisi, diger uzunlara nispeten cok daha ust seviyede olan atletikligi. Rakipleri korkutan o uzun kollari. Boyu uzamadan once oyun kurucu oynadigi icin gerekirse topu surebilmesi ve fast breaklerdeki inanilmaz bitiriciligi. Top takibi ve kacan atislari sayiya cevirebilme ozelligi. Sadece 21 yasinda olmasina ragmen daha simdiden yakaladigi basarilar (All-star olmasi, olimpiyat altin madalyasi ve son olarak ilk 5 olarak dunya sampiyonasi altin madalyasi) zaten Davis'in ne kadar parlak bir gelecegi olacaginin belirtileri. Fakat Davis'i izlemek gercekten cok zevkli. Hem savunmada hem de hucumda yaptiklari ile izleyicilerin agzini acik birakabilen bir oyuncu. Pelicans onun guclenme donemini cok iyi planladi. Gectigimiz senelerde zayif kaldigi soyleniyordu fakat bu sezon bir PF olarak oldukca guclu gorunuyor. Orta mesafeli sutlarini daha da gelistirmis ve oyununa yeni bir yon katmayi basarmis. Hatta yazin Corner-3 dedigimiz ucluklere bile calistigi soylenmisti. Serbest atis yuzdesini de giderek artirmis ve onu faul ile durdurmayi planlayanlarin da artik iki kez dusunmeleri gerekecek. Beni tek korkutan sey ise Anthony Davis'in korkusuzlugu ve bu nedenle sakatlanma riski. Bitmek bilmeyen enerjisi ve arzusu nedeniyle her topa korkusuzca atlayan Davis daha bu hazirlik kampinda defalarca pota arkasindaki kameramanlarin ya da saha kenarindaki koltuklarin ustune firladi. Ozellikle Wizards macinda denedigi bir alleyoop sonrasi yasadigi dusus cok korkutucuydu. Ligin en buyuk superstarlarindan biri olacagi dusunulen Davis'in kendine ve vucudune cok daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.

Pelicans ilk 5'ine bakalim. Oyun kurucu Jrue Holiday. Sixers'tayken All-Star olan Holiday'in bu sezon daha da guclu olan takimini cok iyi yonetmesi gerekiyor. 2 numarada Eric Gordon. Kazandigi paranin hakkini vermesi icin bu sene cok iyi bir sans. Kisa forvet Tyreke Evans. cok yonlu Evans rakip savunmalari dagitan oyun tarziyla Pelicans hucumunun en etkili isimlerinden biri olacak. 4 numara Anthony Davis ve pivot Ömer Aşık. Bu ikilisi icin daha fazla soze gerek yok. Bu grup kesinlikle cok iyi bir 5 ve NBA'da playoff oynayamazlarsa cok sasirtici olur. E rakiplerinin de cok iyi 5'leri var diyeceksiniz, evet haklisiniz, fakat ben bu 5'in fark yaratacagina inaniyorum. Hani gecen sene o kadar sakatliga ragmen 38 mac kazanmayi basaran takimin bu sezon 50 mac kazanmasi hatta 55 mac, yani her 3 macin ikisini kazanmasi bence hic sasirtici olmayacak. Pelicans'in playoff'a zar-zor kalacagini dusunenler hatta belki de kalamayacagini dusunenler var elbette ama bence Pelicans'in bu sezon hem kendi zorlu grubunda Spurs-Rockets-Mavericks ve Grizzlies'e karsi zirve mucadelesi verme hem de playoff ilk turunda ev sahibi avantajini yakalama sansi olduguna inaniyorum.

Peki yedekler? Ryan Anderson NBA'in en iyi 3'lukcu uzunlarindan biri ve onun sahada oldugu zamanlarda Pelicans'in oyunu daha rahat acabilecegini dusunuyorum. Monty Williams bu sezon hazirlik kampinda ilk kez Ryan Anderson'u kisa forvet oynatti. Evet yanlis duymadiniz! Anderson-Davis-Omer uclusunu ayni anda oynatti. Hatta alan savunmasini denediler. Yani Monty Williams icin opsiyonlar daha da artmis durumda. Hem Holiday-Gordon-Evans'tan olusan 3 gard besiyle hem de Anderson-Davis-Omer'den olusan 3 uzun besiyle rakip savunmalarin da uyum saglamasini zorlastiracaklar.

Anderson-Davis-Omer buyuk ihtimalle uzun rotasyonunu olusturacaklar ve yedekleri de muhtemelen Fransiz Alexis Ajinca olacak. Onun da bu yaz guclendigi soylendi. Ajinca zaten sutu iyi bir uzun ama guclendiyse post oyununu da biraz olsun daha efektif kullanabilir ancak, gucsuz bacaklari nedeniyle savunmasi hep sikinti olacak.

Austin Rivers ve Jimmer Fredette 1 ve 2 nolu pozisyonlarin yedegi olacaklar. 2011 ve 2012 draftlarinda 10. sirada secilen bu iki oyuncu da tam bir oyun kurucu degiller ama topu tasiyabiliyorlar. Farkli ozelliklere sahip olduklari icin iceriye iyi dalabilen Rivers ile iyi bir sutor olan Fredette'in farkli zamanlarda duruma gore dakika alacaklarini tahmin ediyorum. Bence Rivers yetenekli bir oyuncu, daha 21 yasinda, Duke'da sadece 1 sezon oynadiktan sonra NBA'e geldi ve iyi bir rotasyon oyuncusu olacagini dusunuyorum.

Peki zayif halka ne? Zayif halka Kisa Forvet pozisyonu! Bana sorarsaniz Tyreke Evans kesinlikle kisa forvet degil. Evet SF oynayabiliyor ve Sacramento'da da oynatildi ancak Evans bir SG, hatta twitter hesabinda eskinen "NBA Point Guard" yaziyordu. Zaten yuksek asist ortalamasinin nedeni de bosta olan takim arkadaslarini bulabilme yetenegi. Evans ile Anderson ayni anda sahada olduklari zamanlarda cok tehlikeli bir ikili olabilir. Evans'in arkasinda kisa forvet pozisyonu icin tam 3 isim geliyor. Luke Babbitt, Darius Miller ve John Salmons. Babbitt iyi bir uclukcu ve 4 numara da oynayabiliyor. Davis'in universiteden takim arkadasi Darius Miller iyi bir savunmaci. John Salmons ise takimin en yaslisi. Bu 3 isim de istikrarsiz ve guven vermiyorlar. Sezon icerisinde formda olduklari donemlerde herhangi biri rotasyonda kendisine yer bulabilir.


Aslinda zayif halka Eric Gordon da denilebilir. Cunku Evans SG pozisyonunda cok daha verimli olabilir. Ama Gordon maksimum konrati ile takimin en cok kazanan ismi ve yedek kalmak istemesi dusunulemez bile. Aldigi parayi su anda kadar hakettigini soylemeyiz, umariz bu sene hakeder. Ancak bence playofflarda basarili olmak isteyen Pelicans'in takimin en cok kazanan oyuncusu olan Eric Gordon'u ya takas ile ya da sozlesmesi bitince gonderdikten sonra Tyreke Evans'i 2 numaraya kaydirarak ve kisa forvet pozisyonuna getirecegi gercek SF olan yeni yildiz bir isim ile gercekten ligin zirvesine oynayacak bir kadro haline gelebilir.

Rotasyonun disinda kalacak ya da garbage time'da tecrube kazansinlar diye sure bulacak isimler ise caylaklar Russ Smith ve Patric Young ile gecen senenin caylagi Jeff Withey. Young cok guclu ama daha cok firin ekmek yemesi gerekiyor. Louisville'de 4 sene Rick Pitino ile calisan Smith ise kesinlikle kumasi iyi bir oyun kurucu. Gelecekte NBA'de kendine sure bulacaktir kesinlikle. Withey de uzun boyuyla gerekirse pota altinda her an gorev verilebilecek bir isim fakat zayif fizigi nedeniyle savunma icin bir zaaf.

Iste boyle, Pelicans bu sezon guzel isler basarabilir. Zaten genc ve yetenekli bir takim ve her sene daha fazla tecrube kazandiklari icin daha iyi olmalari kacinilmaz bir gercek. 27 yasindaki Omer takimin en yasli ikinci oyuncusu!  Son 3 yazin ikisinde Amerikan milli takimi kadrosunda Coach K ve Tom Thibedau ile calisan koc Monty Williams'in bu sene takimi playoff'a tasimasi buyuk ihtimal. Zaten Omer'e ilk antrenmani sonrasinda bu takimi Houston ile karsilastirmasi istenmisti ve Omer ise Pelicans'in sisteminin Chicago Bulls'a benzedigini soylemisti. Chicago Bulls'un yeri belli. Her zaman zirveye oynayan bir takim. Iste Pelicans'in da dogru yolda olduguna inaniyorum. Hep zirveye oynama gunleri yakindir. Bu sezon ciddi bir cikis yakalayabilirler. izleyip gorecegiz!

iste pelicans.com'da takimin tum oyuncularina ait fotolar:
http://www.nba.com/pelicans/gallery/pelicans-2014-15-roster-preview

Saturday, October 25, 2014

Euroleague, Fenerbahçe Ülker ve bir Polonya macerası

Heyecanlıydım, hayatımda ilk defa Polonya'ya gidecektim.. Ancak heyecanımın asıl sebebi PGE Turow - Fenerbahçe Ülker 2014-2015 Euroleague 2. hafta maçına gidiyor olmamdı. Günler süren bilet arayışlarım ve Polonya'nın 'Biletix'i olan www.abilet.com'la cebelleşmelerim sonuç vermişti ve maça 'SuperVIP' bölümünden -Almanya ölçülerine göre komik bir fiyata- bilet almıştım. Siteye göre SuperVIP sahanın uzun kenarında en önde olan bölümdü. Yine de salona girene kadar yerimin nasıl olduğu hakkında kesin bir fikrim olamayacaktı. ¨İnşallah bench'in arkasına biryere gelirim de oyuncuları yakından görebilirim¨ diyordum kendi kendime.

PGE Turow, Almanya sınırındaki Zgorzelec kentinin takımı. Ancak kendi salonları Euroleague standartlarında olmadığı için (ki dönüş yolunda bizzat kontrol ettim), Euroleague maçlarını Zgorzelec'e yaklaşık 100 km mesafedeki Lubin adlı küçük şehirdeki arenada oynamaya karar vermişler. Şimdilik ilk 2 maçları için bu anonsu yapmışlar, ancak bana sorarsanız daha sonraki maçlarını da Zgorzelec'de oynama şansları yok.

Zgorzelec'de Turow kulübünün merkezi; Şehrin spor salonu da burada.


Zgorzelec spor salonu. Bizim ortaokul salonumuzdan hallice..

Maç akşam 21:00'da başlayacaktı ve benim önümde yaklaşık 5 saatlik bir araba yolculuğu vardı. Yola çıkmadan, ¨gece dönmek zor olur¨ düşüncesiyle kendime Lubin'de bir de otel odası ayarladım (Çok zor bir seçim olmadı, zira booking.com'da bulabildiğim otellerin sadece bir tanesi ¨adam gibi¨ydi). Gece Hotel Astone Conference & Spa'da geçecekti.

14:30 sularında yola çıktım, ve çıkar çıkmaz da günün tek kötü sürprizi ile karşılaştım. Otobanda trafik tıkanmıştı ve bu bana yaklaşık 1 saate maloldu. Durma-kalkmaları da ekleyince Lubin'e ancak 20:40 gibi varabildim. Panik halinde salonun otoparkına ilerlediğimde girişteki görevlinin Lehçe bana birşeyler anlatmaya çalışmasından anladığım üzere, otoparkta yer kalmamıştı. Polonyalıların Alman plakalı arabalarla olan ilişkilerini anlatan hikayeleri bir anlığına unutup yakınlardaki bir sokağa park etmek haricinde bir seçeneğim kalmamıştı.

Lubin'deki arena küçük ancak oldukça modern görünümlü..


Koşa koşa salona girdiğimde Fenerbahçe'nin anons edilmekte olduğunu gördüm.. ve aynı zamanda yerimin ne kadar mükemmel olduğunu! Öyle ki, maçtan sonra Andrew Goudelock'un MVP olduğunu açıklayan Euroleague videosunun sonunda görülen şu taraftarlar son anons edilen Emir Preldzic'le sarmaş-dolaş ¨high-five¨ vaziyetlerindeydiler ve benim koltuğum da onların hemen yanındaydı:

Videoya girememişim ne yazık ki, ama omuzum görünüyor!
Önümdeki manzara aynen şuydu:



Sahaya 2 adım mesafede, tam karşımda Fenerbahçe Ülker Bench'i olacak şekilde Euroleague keyfine hazırdım artık. Bu sezon henüz pek şans bulamayan, izlemeyi çok istediğim Kenan Sipahi de ilk 5'te idi. Daha iyisini düşünemezdim herhalde.

Maç Fenerbahçe Ülker adına mükemmel başladı. İlk 5 dakikada yemeden attığımız 13 sayı, zaten az sayıda olan ateşli Turow taraftarını susturdu, çok daha az olan (sanıyorum 3 farklı bölgede, toplam 15 kişi kadardık) Fenerbahçe taraftarını ise coşturdu. Goudelock ilk dakikalarda skoru sürüklerken, çeyrek sonuna doğru Emir'in devreye girmesiyle 15-30'luk ilk çeyrek skoru oluştu. İkinci çeyrekte fark bir ara 18'e çıktı (20-38) ve sanırım o noktaya kadar Fenerbahçe Ülker sadece 3 hücumdan boş dönmüştü. Sonra hücumda acemi hatalar ve Turow'un geri dönüşü başladı. Özellikle Bogdan Bogdanović'in iyi bir gününde olmadığı belliydi, ve hücumda aksamamız Turow'un da ritmini bulmasını sağlamıştı. Fark bir ara 7 sayıya kadar inse de (36-43), devre sonunda Nemanja Bjelica ve Ricky Hickman'ın gayretleri farkı çift hanelerde tutmayı başardı (40-50).

İkinci yarı için söylenecek çok fazla söz yok aslında. İki takım da sanki potansiyellerine henüz ulaşamamış görüntüsü verdiler ve yakaladıkları farkı açma (Fenerbahçe Ülker) ve kapama (Turow) fırsatlarını teptiler. Maç son çeyreğin ortalarına kadar ¨Fenerbahçe kaçar - Turow yakalar¨ şeklinde devam etti. Yine de bu dönemde Emir'in fark 7'ye (51-58) ve 6'ya (60-66) inmişken attığı 2 kritik üçlüğü es geçmeyelim.

Son beş dakikaya girerken Kenan'ın maçtaki tek basketi ile skor 66-78'e geldi. Artık Turow taraftarlarının umudu kalmamıştı, biz ise maçı çoktan kazandığımızı düşünüyorduk.

Sonraki iki dakika ise kabus gibiydi: 2 top kaybı, rakibin 2 bloğu, alınan 2 mola ve Turow adına maçın en iyileri olan Damian Kulig ile Mardy Collins'in sürüklediği 7-0'lık bir seri.. Bitime iki dakikadan biraz daha fazla bir süre kala skor 73-78'e gelmişti.

Ancak Goudelock maçı vermemeye kararlıydı ve o dakikadan sonra tam anlamıyla sazı eline aldı: 2014 Eurocup MVP'si maçın son iki dakikasına 1 smaç, 2 turnike, 3/3 serbest atış, 1 asist ve 1 top çalma sığdırmayı başardı ve adeta tek başına maçın skorunu belirledi: 76-91

Güzel başlayan maç güzel bitti. Takımla karşılıklı alkışlama seansından sonra soyunma odasının yolunu tuttular. İlk defa üst düzey bir basketbol maçını bu kadar yakından takip etme şansını bulduğumdan 'maç öncesi ve sırasında oyuncularla sürekli göz-göze gelmeler, gülümsemeler', 'kritik anlarda kenardan -adeta bir koç havasıyla- oyunculara motivasyon yüklemeler' gibi güzel anılarla salondan ayrılıyordum. Benim için gecenin en heyecanlı kısmının henüz başlamadığını ise o an bilmem mümkün değildi...

Fenerbahçe Ülker açısından Melih Mahmutoğlu'nun kadroda olmaması (yerine kadroda olan İzzet Türkyılmaz maçta süre alamadı), Luka Žorić'in oyuna hiç girmemesi gecenin ilginç notları arasındaydı. Takımın henüz birbirine alışma devresinde olduğu çok açık (Turow maçının kadrosundaki 12 oyuncudan 6'sı sezon başında takıma katıldı). Goudelock katıksız bir skorer ve şüphesiz -sakatlık gibi ters bir durumun olmaması halinde- sezon boyunca takımın 1 numaralı skor opsiyonu olacak. Top elindeyken onu izlerseniz basketbolun çok kolay bir oyun olduğunu düşünebilirsiniz. Yine de takımın esas yükünü Emir ve Bjelica all-around oyunlarıyla çekiyorlar bence. Bogdanović ve özellikle de Hickman sezona istedikleri gibi başlayamadılar. Jan Veselý ise kısa süren NBA kariyerinin etkisinden henüz kurtulabilmiş değil gibi. Çok atletik ve pis işleri yapmayı seven bir oyuncu olduğu çok açık, ancak takım sezon sonunda başarılı olacaksa hücum anlamında da takıma katkı yapacak duruma gelmeli. Şu an için güvenilir bir şutu ve bir ¨imza hareketi¨ bulunmuyor, serbest atışları ise Shaquille O'neal seviyesinde (!). Oğuz Savaş, Semih Erden ve Žorić üçlüsünün Avrupa'nın en iyi 5 numara kadrosu olmadığı açık ancak diğer bölgelerdeki eksiklikler tamamlandığı takdirde birbirlerini tamamlayan özellikleri sayesinde bu 3 oyuncunun 5 numarayı sezon boyunca götürebileceğini düşünüyorum. Geçen sezon ağır bir sakatlık geçiren ve bu sezon başı kampının önemli bölümünü de kaçıran Kenan'ın zamanla daha iyi hale geleceğini umuyorum. Koç Željko Obradović'in ona olan inancının devam ettiğini görmek güzel. Henüz 19 yaşındaki bir oyuncunun sakatlıktan çıktıktan kısa bir süre sonra mental anlamda üst seviye mücadelesine hazır hale gelmesi çok kolay değil. Can Altıntığ Karşıyaka'da geçirdiği başarılı sezonun ardından Fenerbahçe Ülker'e transfer oldu ve şu an için kadronun sabit oyuncularından biri gibi görünüyor. Yetenekleri çok üst düzey değil ancak Türk oyuncuların genelinde bulunan özgüven eksikliği ve kritik anları oynayamama gibi olumsuz özellikler Can'da yok. Sezon boyunca görev aldığında işini yapacak, sağlam bir takım oyuncusu profili çiziyor.

Sezon başında normal karşılanabilecek bazı aksaklıklar da var: Çok top kaybı yapıyoruz ve henüz takımdaki roller tam oturmadığından, bunun gibi hücumda momentumun kaybedildiği anlarda savunma konsantrasyonumuz da dağılıyor ve rakibe -kim olursa olsun- seriler veriyoruz. Obradović'in savunmayı 'switch'lerle oynamayı tercih ettiği çok açık, ancak yine birbirini çok iyi tanımayan oyuncular dolayısıyla bu 'switch' mekanizmalarının henüz tam oturmadığını söylemek yanlış olmaz. Turow maçında ayrıca gördüğüm bir durum da şuydu: Bir kaç pozisyonda tam saha baskı kurmayı denedik ancak oyuncuların doğru yerleşememesi ve yerlerini bulamaması sonucunda rakip baskıyı çok rahat geçti ve hatta bir pozisyonu çok kolay bir smaçla tamamladılar. Bu anlarda Obradović'in yüz hatları ve rengi durumdan ne derece hoşnutsuz olduğunu net bir şekilde anlatıyordu. Ancak tüm bunlar sezon ilerledikçe normalde düzelmesi beklenen durumlar.

Kafamda dolaşan bu tilkilerle birlikte arabamın olduğu sokağa doğru yürüdüm ve arabamın sapasağlam beni beklediğini gördüğümde bir 'oh' çektim. Her güzel şey gibi bu gece de sona ermişti (mi acaba??) ve otele doğru yola çıktım.

Lubin'in tek ¨adam gibi¨ oteline vardığımda bir yandan da ¨acaba takımın şimdiki programı nedir?¨ diye düşünüyordum. Öyle ya, saat gece yarısına yaklaşmaktaydı ve yorucu bir maçın ardından takımın hemen dönüş yoluna konması beklenemezdi. Check-in yaptıktan ve odama çıktıktan sonra aklımda bir 'acaba?' sorusu belirdi. Yine de internete bağlandıktan ve hızlı bir facebook sörfünden sonra yatma hazırlıklarına giriştim, ben de çok yorulmuştum..

Çok geçmeden dışarıdan gelen konuşma sesleri ile ayağa kalktım. Otele bir grup insanın geldiği belli oluyordu. Allah'ın bu küçük Polonya kasabasında gece yarısı bir otele bir grup insanın gelmesi çok normal bir durum olmadığından hemen dışarı çıktım ve bulunduğum kattan aşağıdaki resepsiyona baktım. Görünürde kimse yoktu ancak resepsiyonun yanına bir dizi Fenerbahçe armalı lacivert çanta dizilmişti! Konuşma sesleri ise resepsiyonun hemen yanındaki restorandan geliyordu. Koşar adımlarla odaya dönmek için hareketlendim -hemen üstümü değiştirip aşağıya inecektim. Bu sırada odasından çıkmış olup aşağıya inmekte olan yardımcı antrenör Erdem Can ile karşılaştım. Kısa bir göz-göze gelme durumundan sonra kendisini tebrik ettim, Almanya'dan bu maç için geldiğimi söyledim. Şaşırdı ve desteğim için teşekkür etti. Takımın şu anki durumu, Turow maçı performansı ve genel ufak aksaklıklar konusunda ayak üstü sohbet ettik. Onun da şikayet ettiği konu top kayıplarının çokluğu idi, savunmadaki konsantrasyon kayıplarını da buna bağlıyordu.

Bu kısa sohbetten sonra hemen odaya koştum ve üstümü değiştirip aşağıya indim. Takım ve tüm teknik ekip restoranda toplanmışlardı. Esas amacı yemek olan bir maç sonu toplantısı yapıyorlardı. Bana en yakın masada geçen senenin kaptanı, bu senenin menajeri Ömer Onan oturuyordu. Tebriklerimi ilettikten sonra oyuncularla birkaç fotoğraf çektirmek için izin istedim. Şu anda toplatıda olduklarını ancak toplantı bittikten sonra oyuncuların odalarına çıkacağını, bu esnada lobide oyuncularla görüşebileceğimi söyledi.

Lobide beklemeye başladım ve çok geçmeden önce Veselý dışarı çıktı. Çek Cumhuriyeti'nden arkadaşları onu ziyarete gelmişti ve lobide onlarla sohbete başladı. Hemen yanaştım ve bir fotoğraf istedim. Daha sonra tüm oyuncularda göreceğim üzere, son derece sıcakkanlı bir yaklaşımla ¨of course¨ dedi ve fotoğraf için telefonumu arkadaşlarından birine verdi. ¨Fenerbahçe'ye hoşgeldin¨, ¨sezon için iyi şanslar gibi dileklerden sonra onu arkadaşlarıyla başbaşa bıraktım.

Çok geçmeden Bogdanović, Hickman ve Goudelock odalarına doğru hareketlendiler. Onları da yukarı çıkan asansörün önünde yakaladım ve bir 'özçekim' aldım.

Burada boy ortalamasını düşüren ben değilim..
Artık oyuncular birer birer odalarına çıkmaya başlamıştı. Žorić, Emir ve Bjelica ile de kısa birer tebrik ve başarılar sohbeti ve 'özçekim'lerden sonra ilk facebook paylaşımlarımı da yapmıştım.

Avustralya maçındaki son 2 üçlüğün için ayrıca eline sağlık.
Bu sırada Fenerbahçe TV muhabirlerinden Barış Yalçınsoy yanıma geldi ve sohbete başladık. Yaklaşık bir saat boyunca tanışma faslı ve Fenerbahçe ağırlıklı olmak üzere hayatın çeşitli alanlarına dair güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Sohbet arasında yukarı çıkanlarla birer birer fotoğraf alıyordum.  İşte 'efsane' de bu sırada geceyi sonlandırdı ve odasına çıktı. Obradović'in 'selfie' teklifini reddetmesi ve ısrarla fotoğrafı bir başkasının çekmesi gerektiğini belirtmesinin anlamını fotoğraflara bakınca anladım. Gerçekten de birçok 'selfie'yi net çekememişim, ancak başkalarının çektiği fotoğraflar çok net çıkmış. Eeee.. İnsan boşu boşuna Obradović olmuyor..

Tek kelimeyle; Efsane

Genç yetenek Kenan ve tecrübeli pivot Oğuz.
Eski oyuncu, şu anki idari menajer Cenk Renda'ya ayrı bir paragraf açmam lazım. Barış'la sohbete dalmışken restorandan çıktığını ve odasına yönelmekte olduğunu ilk anda farkedemedim. ¨aaa Cenk abi değil mi bu?¨ dediğimde asansörün kapısı kapanmak üzereydi. Koştum ve ¨bir fotoğraf!¨ diye bağırdım. Ancak kapı kapanmıştı ve sadece uzaktan selamlaşma durumunda kaldık. Dönüp Barış'la sohbete devam etmeye oturduktan kısa bir süre sonra asansörün indiğini ve Renda'nın ¨Fotoğraf çektirmeye geldim¨ diyerek dışarı çıktığını gördüm. Kendisine çok teşekkür ederek gecenin en güzel fotoğraflarından birini daha aldım.

O da eski efsanelerden..
Takım saat 06:45'te (yaklaşık 5 saat içinde) dönüş yoluna başlayacaktı. Barış'la sohbeti sonlandırdık ve ben gecenin son fotoğrafını hala restoranda oturan ve kim olduğunu bilmediğim arkadaşlarıyla koyu bir sohbette olan menajer Onan'dan aldım.

Eski 'büyük kaptan', yeni menajer.


Gece artık benim için de bitmişti. Beklediğimden çok daha fazlasını bulduğum bir seyahat sonrasında dönüş yolu öncesi dinlenmek üzere odama çıktım ve uykuya daldım. Sabah ayrılmadan da otelin önünde son bir 'selfie' almayı ihmal etmedim. Gezideki diğer resimlerimi ve videolarımı facebook profilimde bulabilirsiniz.

Oteli unutmayayım diye...
Dönüş yolunda -yukarıda da belirttiğim üzere- Zgorzelec'e uğrayarak şehiri biraz dolaştım ve hemen bitişiğindeki Alman şehri Görlitz ile aralarındaki gelişmişlik farkından dolayı hayretler içinde kaldım. Böyle bir yazıyı bu şekilde bitirmek uygun mudur bilemem, ama söylemeden geçemeyeceğim: İşte bunlar hep ekonomi...

Bir dahaki yazıda buluşmak üzere..
-Barış K.

Monday, October 13, 2014

Ömer Aşık New Orleans seyircisinin karsisina cikiyor!

NBA'de hazirlik kamplari Ekim ayi basinda ve sezon oncesi hazirlik maclari yaklasik 1 hafta once basladi. New Orleans Pelicans bu sure icerisinde 3 mac yapti ve salonundaki restorasyon calismalari nedeniyle 3 maci da baska sehirlerde oynamak zorunda kaldi. Ben de bu maclari radyodan dinlemek zorunda kaldim. Tabi goruntu olmayinca maca TV'de izlercesine konsantre olmak cok zordu ama yine de mac heyecanini dinleyerek de olsa yasadik.

Pelicans once yeni draft edilen oyun kurucu Russ Smith'un universitesinin bulundugu Louisville'de Miami Heat ile karsilasti. Koc Monty Williams uzun sure milli takimlari ile birlikte olduklari ve tatil yapamadiklari bir yaz gecirdikleri icin Ömer ve Davis'i bu macta dinlendirecegini mactan once belirtmisti. Her iki uzun da maca ilk 5 basladilar, fakat az sure aldilar. Sadece 6 dakika oynayan Ömer Aşık 2 sut kullandi birini sayiya cevirerek 2 sayi buldu, 3 ribaund aldi, 1 asist ve 1 blok yapti: iste Pelicans-Heat istatistikleri

iste Ömer'in Pelicans formasi altinda attigi ilk sayinin videosu. Udonis Haslem Ömer topu alinca arkasindan bagirmis ama nafile. :)

Ömer ile Davis bu macin ilk ceyreginde ardarda bloklar yaparak bu sezon boyali alani rakip savunmalara dar edeceklerinin sinyallerini verir gibiydiler. Ömer'in blogu Dwyane Wade'e geldi.
iste Ömer ve Davis'in Miami macindaki bloklari
Pelicans o macta Heat potasini ucluk bombardimanina tuttu ve maci 98-86 kazandi.

Gecen hafta oynanan ikinci hazirlik macinda Pelicans Atlanta Hawks'a konuk oldu. Macin ilk yarisinda 19 sayi fark yiyen Pelicans son ceyrekte farki 5 sayiya kadar indirse de maci ceviremedi ve 93-87 yenildi. Ömer bu macta 19 dakika sure alip saha icerisinden tek atisini sayiya cevirirken bana Tamer Oyguc'un vaktinde Barcelona'ya yapip Ronald Koeman'in bile agzinin acik kalmasina neden olan smacini hatirlatti. iste Ömer 'in Hawks potasina smaci Hawks karsisinda kisa surede tam 12 ribaund alan Ömer bana sorarsaniz bu sene ligin en cok ribaund alan oyuncularindan biri olacak. 2'si hucum faul olmak uzere 4 top kaybiyla takiminin en cok top kaybeden ismi olan Ömer 6 serbest atisinin 3'unu sayiya cevirdi ve 1 de blok yapti. Hawks macinin istatistikleri icin tiklayin.
Pelicans gecen hafta dis sahadaki son hazirlik macini Washington Wizards ile bir diger caylak oyuncusu Patric Young'un memleketi Jacksonville'de oynadi. Ömer bu macta 21 dakika sahada kalirken 2 sayi 5 ribaund 2 asist ve 2 top kaybiyla oynadi. Macin istatistikleri burada

Ömer'i Pelicans formasiyla henuz izleme firsatimiz olmadi fakat Pelicans'in savunma planlarinin Ömer ve Davis uzerine kurulacagi tartismasiz bir gercek. Genel Menajer Dell Demps iki hafta once verdigi bir demecte Ömer'in savunmanin temel diregi olacagini belirtmisti. Ömer ise ilk antrenman sonrasi basin mensuplarinin sorularini yanitlarken Pelicans'in savunma sisteminin Chicago'nunkine benzedigini ancak Houston savunmasina benzetemedigini soyledi: Ömer ilk antrenmani sonrasinda basin mensuplarinin sorularina verdigi yanitlar icin bu linke tiklayin ve 10/01/2014 tarihli videoyu izleyin.

Pelicans'in ilk bes oyuncularinin 3 macta toplam 106 sut kullanirken Ömer'in 5 sut kullanmasi bu sene kendisine esas gorevin hucumda degil savunmada duseceginin adeta gostergesi.

Koc Monty Williams bugun (13 Ekim Pazartesi) antrenmandan sonra basinin sorularini yanitlarken Ömer'i Chicago'da oynadigi zamandan beri begendigini ifade etti. Chicago kocu Tom Thibodeau'dan da Ömer hakkinda guzel seyler duydugunu soyleyen Williams NBA'de sadece birkac oyuncunun savunmasina karsi plan yapildigini ve Ömer'in bu oyunculardan biri oldugunu, savunmasiyla rakip hucumu bozabilen bir oyuncu oldugunu soyledi. Williams Ömer'in cok iyi karakterde ve takimini dusunen bir oyuncu oldugunu, bu nedenle de Houston'da yasadigi sikintilarin New Orleans'ta da sorun olabilecegini kesinlikle dusunmedigini belirtti.

Omer ayrica sezon acilisinin yapildigi Media Day'de de basin mensuu Scott Prather ile keyifli bir sohbet yapmis. Iste Omer'in "Asik and Destroy" lakabini onayladigi, son yemegi olsaydi makarna be baklava yemek isteyecegini soyledigi ve Anthony Davis'i tek kelimeyle nasil ifade edersin diye soruldugunda "All-Star" dedigi soylesi:


Yarindan itibaren Ömer'i izleme firsatimiz olacak. Haydi Ömer, basarili bir sezon gecirmeni diliyoruz.

iste Ömer'in gecen hafta oynanan maclardan diger fotolari:

Tuesday, September 30, 2014

Ömer New Orleans'ta ilk radyo programina katildi


Omer ile Pelicans Radyo Maclari Yorumcusu John DeShazier'in dun Media Day'de yaptigi soylesi bugun Black&Blue Report'ta yayinlandi:

Programi dinlemek icin link:
http://www.nba.com/pelicans/news/black-and-blue-report-september-30-2014
New Orleans Pelicans'in yeni ilk 5 pivotu Omer ile yapilan soylesi kaydin 22. dakikasinda basliyor.

Bir kac haftadir Pelicans oyuncususun. Takima nasil uyum sagladigin ve takim arkadaslarini nasil buldugun hakkindaki dusuncelerin nelerdir?
Sadece bir haftadir buradayim. Milli takimimla birlikte Dunya Sampiyonasindaydim. Su ana kadar gordugum kadariyla herkes cok iyi, butun koclarim cok iyi insanlar, burada oldugum icin gercekten cok heyecanliyim.

Bu oyunculara karsi daha once oynamistin, birlikte degil ama bazilarina karsi. Senin yeteneklerin takima nasil oturacak, senin takimdaki rolun ne olacak?
Ben her zaman savunmaci bir oyuncuydum. Takimima savunmada ve ribaundlarda yardimci olmaya calisacagim. Maclari kazanmamiz icin elimden geleni yapacagim.

Bir suredir NBA'desin. Anthony Davis sana herhangi bir oyuncuyu animsatiyor mu? Anthony Davis'e benzeyen bir takim arkadasin oldu mu? 
Oldugunu dusunmuyorum. Bloklariyla, savunmasiyla ve hucumuyla bana biraz Kevin Garnett'i animsatiyor. 

Buraya gelmeden once teknik ekip hakkinda, bu koc grubu hakkinda herhangi birsey duymusmuydun?
Elbette, savunmaya gercekten onem verdiklerini duymustum. Bu benim icin cok iyi cunku bir oyuncu olarak en iyi yönüm o. Bana cok yardimci olacaklar.

Koc Williams ile neler konustunuz? Savunmaya agirlik verecegini mi soyluyor? Senin icin baska planlari oldugunu soyledi mi?
Daha yeni geldigim icin henuz cok konusma imkanimiz olmadi. Ama, hazirlik kampi yarin basliyor. Bize istedigi herseyi gosterecek ve yapmamizi istediklerini soyleyecektir, biz de bunlari ogrenip elimizden geleni yapmaya calisacagiz.

Sizlerin(oyuncularin) profesyonel oldugunu biliyoruz. Ama bir takimdan baska takima gidince(transfer olunca) bu sizin icin zor oluyor mu? Yeni bir bilinmeye gitmek, yeni bir yere uyum saglamaya calismak. Yoksa "hadi gidiyoruz" demek sizin icin dogal olarak isinizin bir parcasi mi? 
(Omer guluyor) Bu bizim hayatimiz, bizim isimiz. Ne gerekiyorsa yapariz. Geldigimden beri burayi evim gibi hissediyorum. Burda oldugum ve bu takimin bir parcasi oldugum icin mutluyum.

Pelicans'a karsi oynadiginda ne dusunmustun?
Hic pes etmiyorlar, geride de olsalar, onde de olsalar, macin sonuna kadar hep savasiyorlar.

Bu yaz Dunya Sampiyonasinda milli takimin icin oynadin. Orada kendi oyunun olarak calistiklarin nelerdir, daha iyi yapmaya calistigin ya da yeni takiminla uygulayacagin seyler var mi?
Elbette. Hücum olarak, cemberde daha iyi bitirmek, daha iyi perdeler koymak, takim arkadaslarim icin iyi pozisyonlar yaratmak.

Antrenmanlarda Anthony Davis ile birlikte calismayi mi yoksa ona karsi oynamayi mi daha cok istersin? Mesela bloklar acisindan onun seviyesinde bir oyuncuya karsi mi calismak istersin yoksa onunla yanyana mi calismak istersin?
Antrenman hep sistemi ogrenmek ve takim arkadaslari olarak birbirini daha iyi yapmak icin. Bu yuzden antrenmanlarda olabildigince yanyana oynayip birbirimizi daha iyi yapmamiz lazim.

Ömer'li Pelicans sezonu acti



O zaman hic vakit kaybetmeden ilk yazimizla acilisi yapalim. Dun bircok takim Media Day yapti. Pelicans da dun yapilan Media Day ile 2014-15 sezonunu resmen acti. Antrenmanlar da bu sabah basladi. Pelicans'in bu sezon kadrosuna kattigi en onemli isim Omer Asik. Anthony Davis gibi atletik bir uzuna sahip olmasina ragmen Pelicans savunma ve ribaund acisinda lig ortalamalarindan kotu bir takimdi ve Omer Pelicans'in bu en onemli ihtiyaclarina ilac olacak bir isim. Gecen sene ilk 5 baslayan Stiemsma ile pivot pozisyonunda ciddi sikintilar yasayan takimin Omer'in takima adapte olmasi ile birlikte 3 saniyede Omer-Davis ikilisi ile rakiplerine ciddi sikintilar yasatmasi muhtemel. Iste bu nedenle Omer takimin en cok merak edilen isimlerinden biri. Sezonun ilk resmi gununde Omer hakkinda sorulan sorulara takim arkadaslari, koclari ve yoneticilerin verdigi cevaplara kisa kisa bir goz atalim:

-Genel Menajer Dell Demps'in "takimin bu sezon neleri daha iyi yapmasi gerekiyor?" sorusuna cevabi:
"Daha iyi savunma yapan ve daha iyi ribaund alan bir takim olmamiz gerektigini dusunduk. Omer Asik ile anlasmamizin nedenlerinden biri bu. Omer'in Anthony(Davis), Ryan(Anderson) ve diger uzunlarimizla iyi ikililer olusturacagina inaniyoruz. Uzunlarimizin gercekten iyi oldugunu dusunuyorum. Kisalarimiz da oldukca hareketli ama birlikte iyi savunma yapmalarini ve iyi ribaund almalarini bekliyoruz."

-Genel Menajer Dell Demps'in "sadece Davis degil simdi de Omer gibi iyi bir uzun olmasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?" sorusuna yaniti:
"Simdi iki tane cemberi iyi koruyacak, iki tane savunma agirlikli oyuncumuz var. ikisini birlikte izlemek icin can atiyorum. beraber cemberi cok iyi koruyacaklar, beraber cok iyi ribaund alacaklar. Birbirlerini iyi ogrenmeleri cok onemli, birbirlerinin nasil oynamayi sevdiklerini bilmeleri ve birbirlerini iyi pozisyonlara sokmalari cok onemli."

-Genel Menajer Dell Demps Media Day oncesinde katildigi radyo programinda sunlari soyledi:
"Sezon bitiminde bazi hedeflerimiz vardi. Pivot pozisyonuna bir cozum bulmamiz, daha iyi savunma yapan ve daha iyi ribaund alan bir takim olmamiz gerekiyordu. Omer de aynen bunu yapiyor, cok iyi bir ribaundcu, savunmaci ve savunmamizin diregi olacak. Diger uzunlarimizla da iyi anlasacagini ve rakipler icin zorlu ikililer olusturacaklarina inaniyoruz."

-Koc Monty Williams'in Tyreke Evans hakkinda sorulan bir soru sonrasi yorumu:
"Omer ve Davis'in beraber oynamasi Tyreke(Evans)'in kisa forvet pozisyonunda oynamasini kolaylastiracak cunku kendisinden daha uzun kisa forvetlere karsi daha rahat oynayabilecek."


Twitter'da gazetecilerin paylastiklarindan:

-Anthony Davis: "Omer'in rakip pivotlarla ilgilenecek olmasi benim faul problemine girmemi engellemeli." Davis ayrica Dunya Basketbol sampiyonasi donusu yapilan basin toplantisinda Ispanya'da Omer ile konustuklarini ve Omer'in kendisine sadece ribaund alip savunma yapmaya odaklanmak istedigini soyledigini ve bunun kendisini cok muylu ettigini ifade etmisti.

-Ryan Anderson: "Omer'in bize katilmasi buyuk bir eksigimizi kapatacak, en buyuk eksigimizi!"

-Austin Rivers: "Omer Asik buyuk bir transfer fakat ligde(NBA'de) hakettigi deger verilmeyen bir oyuncu"

-Jeff Withey: "Omer Asik'in kadromuza eklenmesi takimdaki tum uzunlari daha iyi yapacak."

-Komedyen Chris Threw Omer'e "Formani neden satin almam gerekir?" diye sormus, Omer de "Almak zorunda degilsin, ben sana veririm" demis. Ama sonra Omer ustundeki formasini vermeden yanindan ayrildigi icin Chris Threw uzulmus! :)

Omer'in soyledikleri:
- " -Asik and Destroy- lakabinin kullanilmasi benim icin uygun. "
(Bu lakap Omer icin Chicago'dayken kullaniliyordu. Amerikalilarin Omer'in soyadini telaffuz edis sekillerinden dolayi Metallica'nin "Seek and Destroy" adli sarkisindan esinlenerek konulmus bir lakap.)

- "Hedefim her zaman NBA'de ilk 5 baslamak. Dwight Howard'in yedegi olduktan sonra yeniden ilk 5 baslama firsati oldugu icin heyecanliyim."

- "Ligin en iyi oyuncularindan biri (Anthony Davis) ile yanyana oynamak keyifli olacak."

Simdilik bu kadar...